10 Kasım 2015 Salı

Şule Ceylan'ın Gözünden Meriç Balon Olmak

 9 Kasım 2015 pazartesi günü Mersin'de 2.Homofobi ve Transfobi Karşıtı Akdeniz Sempozyumu açılışı yapıldı.İlk gün ki etkinlik içeriğinde Lgbti bireylerin ailelerinin yer aldığı meşhur 'Benim Çocuğum' film gösterimi ardından filmde rol alan annelerden Şule Ceylan'ın söyleşisi yapıldı.Yaklaşık 50 dk. süren söyleşi sonrası Şule Anne ile salon çıkışında biraz sohbet ettik.Kendisine buraya bir kez daha geldiği için teşekkür ettim kendi adıma.Zaten geçen yıldan da tanışıyoruz.Bir yıllık bu süre zarfında facebook üzerinden karşılıklı takipleşildiği için pek bir yabancılık çekilmiyor tabi.
Aslına bakarsanız konumuz biraz benim lgbti alanındaki mücadelemin süreciydi.Trabzon Mor Balık LGBTİ'den istifa ettikten sonra nasıl bir boşluk olduğunu,eskisi kadar ilerlemediğini ve neredeyse bittiğini söyledim.Onlarda farkındadır elbette.Çünkü ben gerçekten büyük bir rol ve öncüydüm o oluşum için.Bunu kendisine ilettim.Ancak bugün gördüğüm kadarıyla anladım ki Boysan'ın vefatı sonrası tüm lgbti mücadeleci insanlar,tüm görünür geyler,aktivistler,öncüler,siyasiler...vs. elimizden geldiğince bir şeyler yapmalıyız.Durmamalıyız.Dünya hızla değişirken yeni jenerasyonla birlikte kutuplaşmamalıyız.Ancak bunu yaparken sadece bazı dernek ve örgütlerin adı altında sıkışıp kalırsak bunu ilerletemeyiz.İnsanlarla temas etmemiz gerek.Onların kalbine dokunmamız gerek.Bunun yolu sadece dernekler veya fonlar aracılığıyla gerçekleştirilen sempozyumlarda lgbti'yi bilen insanlara defalarca konuşma yaparak olmuyor.Bireysel olarak da kendi yaşantımızda daha farklı projelerle bunu ilerletebiliriz.Ben bunun daha etkili olduğunu kanıtlarıyla gördüğüm için Mor Balık'tan ayrıldım.Boysanlar olmak için Bizlerin var olması yeter.Bir kişi bile etkiliyse diğer bir kişinin kalbine,yüreğine dokunmak da o halde yalnız olarak da çoğalabiliriz.Ben bunu savunuyorum'' dedim ve Şule Anne de ''evet yavrum haklısın'' dedi(az önce gerçekleştirilen sempozyumdaki bir önceki yıla göre salonun ne kadar boş olduğunu anlayaraktan).
''Ayrıca çok değişmişsin,kıyafetin aksesuarların...vs çok şıksın''dedi ve birbirimize yine en içten şekilde sarıldıktan sonra onu uğurladık.
Evet bu yaşanan gelişme sonrası diyorum ki,her ne kadar örgütlü lgbti mücadelemizi özlesem de bir iç çekerek,bir daha bir dernek veya kurum çatısı altında bu alanda bir çalışma yürütmeyeceğim.Bireysel Aktivizmin ne kadar etkili olduğunu Mersin Üniversite'si içerisinde görüyorum ben.Bundan sonra belki de bir yerler de konuşmacı olarak davet edilirim.Ama A-B-C LGBTİ örgütü adına değil,ben olarak Meriç Balon olarak katılırım.
Meriç Balon

4 yorum:

  1. Bu mücadelede tek olabilmek, bağımsız olabilmek ve bunun yanında da gerçekten olabilmek çok değerli ve de önemli. Özellikle de görünür olabiliniyorsa. Bunu başarabiliyorsan ne mutlu sana. :))

    YanıtlaSil
  2. Yazılarıma ilgin ve yorumun için teşekkür ederim :) bunu(görünür olmayı) başarabildiğim için herhangi bir yerin çatısı altına sıkıştırmıyorum kendimi.Bir şeyleri gerçekten büyük öz güvenim ve cesaretimle zamanla yapacağım bundan eminim.Fakat başarımı dört duvar içerisinde değil,sokakta,meydan da halkla iç içe kutlayacağım bir elimde Homofobiye karşı uçuracağım balonum ve diğer elimde gökkuşağı bayrağımla... :) güzel yarınlarda görüşmek ümidiyle.Beni takipte kalın Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  3. Dernekler için söylenecek çok söz var aslında; siyaseti kullanmak yerine direk siyaset yapanı mı ararsın, çıkar ilişkileri içinde bir birini yiyenleri mi ararsın ararsın da ararsın vesselam.

    YanıtlaSil
  4. Yaaaa bakın işte demek ki herkes farkında aslında gerçeklerden.Ben bu gerçekleri bile bile daha fazla devam edemezdim.Bireysel olarak yoluma devam etme kararı aldığım günden beri o kadar haklı olduğumu gördüm ki.Emin olsun ki herkes dernek ve örgütlerden daha fazla insan kazanabiliyorsunuz bireysel olduğunuz zaman.Tüm görünürleri bu mücadele yoluna davet ediyorum.Derneklerde boş boş zaman geçirmeye değil.

    YanıtlaSil